Zaferler Kazanılır, Kahramanlar Unutulur...
Bu geçici dünya, zaferlerin ardında, hatırlanmamanın, anılmamanın ağır bir gölgesi gibi geçer. Her insan, kalbinin derinliklerinde elbette, bir ülkü, bir ideal, bir öykü taşır. Ama çoğu zaman bu öykü, bu ideal, bu ülkü, fırtınaların savurduğu, gövdelerin parçalandığı, yaprakların uçuştuğu, tıpkı yitip giden bir ağaç gibi kaybolup gider. Ancak bunun tam tersi de yaşanabilir. Çılgın bir kişi çıkar, tüm inancıyla, tüm gücüyle çalışır, azmin ve çabalarının karşılığında, ideallerini, ülküsünü gerçekleştirir ve öykü güzel sonlanır... Zafer kazanılır...
Her yerde... Her mecrada... Gururla... Zaferin adı anılır. Ama o zaferi kazanmayı sağlayan komutanın, kahramanın adı unutulur, adı asla anılmaz... Sanki, o ad silinmeye çalışılır... Bu, tarih boyunca değişmeyen bir öyküdür. Başkaları, kendine ait olmayan zaferi sahiplenirken, o zaferi kazanan kişi, sadece içindeki huzurla ve dinginlikle olan biteni izler...
Aslında düşünüldüğünde, gerçek zafer, bu yaşanılanları çok da dikkate almamak, kim hatırşinas, kim hercai gibi ayrıntıları, tarihin sayfalarına bırakmaktır... Zaten zaferler, övgüler almak, alkışlanmak için kazanılmaz...
Aslında zaferler, hiç kimse inanmasa da, tek başına bir mücadelenin kazanılmasının, ta kendisi olmaktır…
Geleneksel Türk Sanatlarının, UNESCO'da Koruma Altına Alınması Kapısının Açılması Zaferinin, onuncu yılı kutlu olsun…
27.11.2014-27.11.2024
ATİLLA CAN
Türk Süsleme Sanatları Sanatçısı