YEDİTEPE BİENALİ'NİN ARDINDAN...
Klasik bir sergi anlayışı dışında gerçekleşen bu organizasyonun, içinde derin anlamlar barındırması, kişiyi ateşböcekleri gibi arayışa sürüklemesi sergiyi farklı ve güzel kılan unsurlar arasında oldu. Ayrıca, Nasreddin hocanın zekâsı, Mimar Sinan’ın dehasının ve estetiğinin bu sergi ile buluşması, serginin uzun yıllar konuşulmasını ve bu serginin unutulmaz bir nitelik kazanmasını sağlayacak. İçinde; zekâ, geçmiş, gelecek ve estetiğin olduğu “Yeditepe Bienali”ni bu açıdan çok farklı ve başarılı buldum. Bu sergi, konseptini idrak edemeyenler için tepkiye ve yergiye, anlamlandıranlar için de heyecan ve hayranlığa dönüşecek...
Küratör (Berkan Karpat), Nasrettin hocanın düşündüren yönünü, Mimar Sinan'nın dehasını büyük bir cesaretle alıp ''Yeditepe Bienali'' içine harmanlamış ve bienali bir inci misali anlamlandırmaya çalışmış. Sanırım Karpat, böyle büyük bir organizasyonda, büyük bir cesaret ve yüreklilikle,
''Varsın derinden inciyi, nefesi yeten çıkarsın''
diyerek, Nasreddin hocanın ve Mimar Sinan'ın torunu olduğunu bizlere hatırlatmış oldu. Zaten dostalar, düşündüğünüzde inciye ulaşmak o kadar kolay olsaydı, bu kadar kıymetli olmazdı...