Yanılıyor olabilirim. Sanırım 4 nisan gecesiydi. Yıldızlar ,güneşin yokluğuna inat inci gibi parlıyorlardı. Baharın müjdecisi kokulu çiçekler tezgahlarda çoktan uykuya dalmışlardı bile. Bir kaç şaşkın kırlangıç, yuva yapmanın telaşı olacak ağzında dal parçalarıyla uçuşuyorlardı. Kış ile bahar, bilek güreşini daha tamamlayamamış, galibi belli olan sona doğru ilerliyorlardı. Şehir uyuyordu... İnsanlar uykularının 2. rem dönemini yaşıyor, sabah mana yükleyecekleri rüyalarını görmeye devam ediyorlardı. Uykunun en tatlı saatlerinde, gül dalından fırçamı elime vururken, kitreye düşen damlaların kayalıklardan nehir´e atlayan çocuklar gibi heyecanlı olduğunu biliyordum. Ebruya biraz ara verip, televizyonu açtım. Benim dışımda uyumayanlarda vardı.Çok güzel bir tesadüf ki konuşmacılarda ebrudan bahsediyordu. Ne müthiş haz, ebru için uykusuz kalabilene... Birden irkildim, tarihçi Murat Bardakçı mimikleriyle --'' bu sulu boya'' -- diyordu ebruya. Kökeninin belli olmadığını, İtalyanlardan öğrendiğimizi, ebrunun duvara asılamayacağını, ancak kitap ciltlerinde kullanılabileceğini. Ebrudan daha üstün sanatlar olduğunu, ebrunun müzesi olamayacağını anlatıyordu. Küçümseyen tarzla ´´SULU BOYA´´ diyordu ebruya.
Murat bey bilir misiniz? bizler ebruyu su ve boyayla yaparız. Suya, geven otunun kanını ( kitreyi) karıştırıp, toprak boya veya pigment boya ile ebru yapmaya çalışır,kağıda renk katarız, can katarız...
Bakın sizinle ilgili ne anlatacağım. Sizin hücrelerinizin %75-80 ni oluşturan SU değil mi? Yaşınıza göre vücudunuzun yaklaşık %59 nun SU olduğunu biliyor musunuz? Gözünüzün iris adı verilen kısmında pigment taşıdığınız için göz renginizin oluştuğunu bilir misiniz? Sizin o küçümsediğiniz BOYA (melanin pigment) olmasaydı, gözünüzü zararlı ışınlardan kim koruyacaktı? Ya da tarih kitaplarınızı okuyabileceğiniz görüş gücünü nereden alacaktınız? Peki kanınıza kırmızı rengini veren hemoglobini bilir misiniz? Ya da karaciğerinizde yeşil-kahve-siyah renkte biriken bilirubini. Muhtemelen siz çocukluğunuzda--'' sarılık bile olmadım'' diyorsunuzdur, renklere inat. Saçınıza, sakalınıza, derinize renk veren maddeler var mı? var!!!! Desenize vücudunuzun %59 u sudan oluşan, çeşitli renklerden oluşan bir sulu boyasınız, SULU BOYA !!!...sizi küçümseyebilir miyiz? asla!...Lütfen, sizde ebru sanatını küçümsemeyin...
Lütfedip bir gün gelinde, size ebru (sulu boya) yapayım. Sizde bana ,o an tarihten bir çay demlersiniz . Ben yaptığım ebruları kağıda çekerken, kimbilir bekide sizde beni tarihin sayfalarına yazarsınız . Her ne kadar ebrudan anlamıyor olsanız da, sizi seviyor ve size yunus´un şu sözünü hediye ediyorum...
''Kişi bile söz demini,demeye sözün kemini;
Bu cihan cehennemini,düzelte bir güzel söz...''
Saygılarımla.
ATİLLA CAN
Ebru Sanatçısı
www.ebrudergisi.com