Atilla Can Logo
EBRU SANATÇISIEBRU ARTIST

VELHASIL-I KELÂM / İçinizi Titreten, Kalbinizi Isıtan O Söz

31 Ekim 2023

Bu kategoridekilerin tümü

İçinizi Titreten, Kalbinizi Isıtan O Söz

Hotel Sidi Yahia’nın, 303 nolu odasına sızan güneş ışınları, tenime ılık bir esinti gibi dokunurken, gözlerimi yavaş yavaş açmaya çalışıyorum. Doğrulup komidinin üzerinde bulunan pet şişeden bir yudum su alıp, pencereye yönelip camı sonuna kadar açıyorum. Gördüğüm ilk şey, Akdeniz’in esintileri ile savrulan, gökyüzündeki belli belirsiz bulutlar,eğilip baktığımda ise,  yan tarafta yapılan devasa binadaki inşaat ustalarının hararetli çalışma sesleri, araç trafiğinin gürültüsü, caddelerde yürüyen insanlar, yeni bir günün başladığının habercisi. Cezayir’deyim ve tüm insanlar, kendi yaşamlarının dizelerine yeni bir satır oluşturmak adına ve anlaşmışcasına, kimileri lirik bir yürüyüşle, kimileri epik bir düşünceyle, kimileri ise düz yazı şeklinde, ama hepsi tıpkı bir şiir tadında, yaşamın tam içine akıyorlar...
Kanûnî Sultan Süleyman’ın 1534 yılında, Barbaros Hayreddin’i, İstanbul’a davet ederek, Cezayir Beylerbeyi sıfatı ile onu Osmanlı donanmasının başına getirmesi ve Cezayir’deki Osmanlı egemenliğinin 1830 yılına kadar, yani 296 yıl devam etmesi, bizlere olan sevgileri, bu topraklarda yabancılık çekmeden yürümemi sağlıyor.
Cezayir,  Arapça ada anlamına geliyor ve Cezayir’in asıl sahipleri aslında Berberi Arapları. Bir dönem Roma ve Osmanlı İmparatorlukları etkisi altında yaşamaları, kültürlerine eklenmiş bir çeşni gibi adeta. Şehrin her tarafından görünen, Sonsuz Alev olarak bilinen ve bu ülkenin özgürlüğünü gökyüzüne haykıran Şüheda Anıtı, bu ülkenin anlamlı bir yapısı gibi, hiç sönmeyecek ateşi ile merhaba diyor bize.
Şehri tanımak için gezdiğimde; tıpkı Paris’te geziyormuşum gibi Fransız’lardan kalma yapılarının çokluğu, şehrin en tepesinde bulunan Notre Dam Kilisesi, satıcıların yoğun olduğu bir cadde üzerinde ve tadilatı bitmek üzere olan Keçiova Camii, Kasbah Meydanı, yer yer Türkçe adlandırılmış sokakları, Fransızca ve Arapça konuşulan, bereketin simgesi kuskus ve kuzu eti kokan caddeleri karşılıyor bizi. Türkiye’den geldiğimizi duyan halkın, çift eli ile bizi sarması ve sevgi dolu bakışlarıyla Arapça ile bize bir şeyler söylemesi ve söylenen bu sözlere çeviri yaptırdığımızda, içimizin titremesi ve yüreğimizin ısınması...  296 yıl Osmanlı egemenliğinde kalan bu ülke insanları, bizleri sarmalayıp kucakladığında, hepsi sözleşmiş gibi, içinizi titreten ve kalbinizi ısıtan, hep o Arapça sözü söylüyorlar…  

Soyu ve kendisi güzel insan, hoşgeldin...

Site içeriği kopyalanamaz, link verilmeden başka yerde yayınlanamaz.
web tasarım ve programlama deSen