"Hanımeli ve Hüzün: Eylül’e Veda"
Sağanak bir yağışın sonunda, ıslanmış bir hanımeli kokusu sarıyor gökyüzünü. Şehri derin bir sesizlik kaplıyor sonra. Eylülün tam ortasında, susuzluktan kuruyan kuşlar bir yudum su ile kendilerine geliyorlar. Çınarlar yapraklarının tamamını döktü, dökecek, direnecek hâlleri kalmadı. Belki bu yağmur, birkaç yaprağa umut verecek, ömrüne birkaç gün daha kazandıracak, belki... Sonbahar rüzgarları geçmişin hüznünü, geleceğin umutlarını taşıyorken içinde, henüz gökyüzü mavisini griye çeviremedi. Bulutlar direniyor halen, inci beyazı gibi parlıyorlar gökyüzünde. Bir yerlerden sonbaharın rüzgarları ile hüzün geliyor, duyuyorum, hissediyorum... Bazıları için yaşam sona eriyorken, bazıları yeniden canlanabilmek için veda ediyor birbiriyle... Doğa döngüsünü tamamlaya çalışırken, sessiz bir vedalaşma ritüeli yaşanıyor...Hayat yenilenmenin, tekrar dirilmenin döngüsünde...
Ben de, ciğerlerime sonbaharın serinliğini çekiyorum, yaşamın bu geçici ve güzel döneminde kendimi buluyorum. Eylül ayının tam ortasında, ömrümün tam ortasında olduğumu hissediyorum. Henüz tüm yapraklarım dökülmedi; hâlâ rüzgarın getirdiği eski anılardan, hatıralardan ve umutlardan oluşan, düşüncelerim var. Sağanak altında, hanımeli gibi kokan düşüncelerimle dolup taşıyorum... Henüz yere düşmüş bir yaprak olmadan önce yapacaklarım var; hayatın sonbaharını yaşamak, her anı değerli kılmak için, sonbaharın huzurunu ve acısını bir arada yoğurmak, acıyı tatlandırmak için halen gücüm var...
Bu geçici dünyada, kendimle, geçmişimle ve geleceğimle adeta bir dans içindeyim; her düşen yaprağın ardında umut, yaşanmışlıklar ve anılar bırakırken, manevi değerlerle, sevgiyle, bilgelikle ve ilhamla hayatlara dokunmaya çalışıyorum. Her adımımda kalıcı etkiler ve derin izler bırakmak, sonsuzluğa giden bu yolculukta her anın değerini bilerek ilerlemek istiyorum...
15 Eylül 2024
Fotoğraf: Colorado Üniversitesi
ATİLLA CAN